Karayollarında Metro Hava Yollarında OnurAir Düşman Başına!


Hello Arkadaşlarrr 👋

  Yine konuya nasıl gireceğimi bilemeden girmiş bulunuyorum 😂
Bir kaç gün önce şehir dışına çıkmıştım hazır çıkmışken "Bir garip Aso gezgini" diyerek başlayıp gittiğim yeri anlatırım diye düşündüm...
Ne güzel fotiler çeker ne maceralar anlatırım diyordum kendi kendime.
Bakın burası böyle şurası şöyle diye ballandıra ballandıra anlatırım derken, Perşembe günü hava alanına gidip uçağa binmemle hayallerim suya düştü!!
Ve konu gezgin Aso'dan eziyet çeken Aso'ya dönüştü...
Tüm şikayetlerimi biriktirdim isyan ede ede bolca içten içe de küfür ederek geri döndüm evime :)

   İsterseniz en başından başlayayım 😁

  Her yaz Fethiye'ye giderim normalde. Tabi Fethiye'ye gitmişken Antalya'ya kuzenime de geçer, öyle gezer dururum Akdeniz, Ölüdeniz bölgesinde.
 Annemle eşi Fethiye'de oturuyorlar. O yüzden çok sık gidiyordum. Neyse konuları karıştırmadan hemen devam edeyim :)
Annemler bu sene Fethiye'den Antalya'ya taşınmaya karar verdiler ve annem yurt dışındayken eşi evi taşıdı. Ve güzellik olsun diye evi yerleştirmeye gitmeye karar verdim. Tabi bana da değişiklik olur dedik.

  Hafta sonu uçak biletlerine baktım. Hani zaten zamanım kısıtlı boşuna otobüsle gidip hem perişan olmayayım hem daha fazla zaman kaybı yaşamayayım dedim. OnurAir'den saati gayet güzel olan bir uçuş buldum ve bileti aldım. Buraya kadar her şey hoş güzel.
Perşembe günü hava alanına gittim 210 numaralı kapıda uçağa binmeyi beklerken hala umutluydum. Hatta dedim bir tane güzel pistten uçakların fotilerini çekerim, ilk öyle başlarım yazmaya.

  Kapı açıldı biletler kontrol edildi. Uçağa bindim, zaten ilk izlenimim "oha" oldu sonra tabi kafamda kendimle konuşmaya devam ederken "eee bu uçak göt kadar" diye devam ettim...
Haaa unutmadan check in yaparken cam kenarı istedim ısrarla ve cevap olarak "Tabi sorun değil" ve gülümseme ile karşılaşmıştım, yani uçak minnacık, koltuklar dip dibe. Ama kendimi "en azından cam kenarında oturuyorsun, cama doğru yaslanırsın zaten 1 saat uçucan be Aso" diye avutuyordum.

  Koltuk numaralarını takip ederken 11 yazan yere baktım. 3lü koltuk ama 3ü de doluydu bende hostese sordum 11 neresi??
Benim 11. koltuk sandığım aslında 10 numaraymış. Ve ben bir arkasında 2 kişilik,  ne camı ne duvarı olan öylece ortada duran koltuklardan birine ilişmem gerekti...
Tamam sorun değil hadi cam kenarı da olmasın amaaaaaaaaa bu koltuklar diğerlerinden daha da dar ve hareket etme alanı 0 !!! Hatta oturmam bile imkansızdı resmen!!
Eğile büküle oturdum.
Bir de boş koltuklara geçmek istiyorsanız ek ücret ödeyerek geçebilirsiniz diyorlar teee ellaaam yaaa!!!

 Benim tam arkam zaten acil çıkış kapısıydı. Uçak kalkmak üzereydi,  hostesler can güvenliği için bilgi aktarımı yapıyordu yanımda duran şuursuz hostes can yeleğini öyle bir sallıyordu ki ipi direkt gözüme çarptı!!
"AAAĞĞĞHHHH" diye bağırdım ve tek tepki veren yanımda ve aslında benim koltuğumda oturan Adidas eşofmanlı Rus adamdı... Hoş o da öküzün trene bakması gibi boş boş bakıyordu.

  İkram olarak kilosunu 2 liradan aldığımız şekerlerden dağıttılar. Sonra da yiyecek satmaya başladılar, aklımdan da "lan madem satıyorsunuz bari büyük uçak alın o parayla vicdansızın evlatları" diye söyleniyordum...
Artık 2 değil 3 büklüm oturmak zor geldi. Saldım sağ bacağımı koridora, geçmek isteyen atlasın üzerinden!!!! Bananeeee!!!!


 Sonunda uçak iniş yaptı da o konserve kutusundan kurtuldummmmmm 😁
Sıra geldi annemin eşini bulmaya ve oradan da yeni evlerine gitmeye.
İlk olarak Tramvay'a bindik. Antalya otogarına gidicez.
1.5 saat boyunca git git git yol bitmedi. Tabi o kadar dert etmiyorum nasıl olsa rahat oturabiliyorum diye.
Sonunda otogara vardık Demre'ye doğru yola çıkacağız, otobüs bekliyoruz... Önce anlayamadım tabi. Madem Antalya'dayız niye Antalya'nın bir başka semtine otogardan otobüse binerek gitmemiz gerekiyor...
Otobüs geldi ve tekrar şansıma mini minnak bir otobüs!!! aslında ufak çocukları taşıyabilecekleri bir otobüs... OnurAir'e içimden sayıp söverken bu sefer başladım bu minibüs görünümlü araca sövmeye.
Yine en azından kısa sürer nasıl olsa şehir içinde yolculuk yapacağız ne kadar sürebilir ki yolculuk? diye kendimi tekrar avutmaya başladım...

 Yolculuğun ilk 1. saatinde annemin eşiyle muhabbet ederek ve şoförün zırt pırt durmasına söylenerek geçirdim.
2. saat telefonda The Walking Dead dizisinin Google Maps ile beraber yaptıkları oyunu oynayarak geçirdim.
3. saat olunca artık sinir küpü oldum ve en son annemin eşine dönüp gülerek "İyi ki Antalya'ya taşınmışsınız bacanak" dedim. Antalya demeye bin şahit!! 😒
Diğer yandan da annem arıyor ona da Fethiye'de kalsaydınız daha iyiydi. Aynı mesafe gidiliyor ama en azından otobüs büyük geniş ve rahat oluyor diyerek isyan ediyorum.
Bu bitmez yolculuğun 4. saatine yaklaşırken son buldu ve rahat bir nefes aldım. 😁

 Yola çıkmadan hatta annemler evi daha taşımadan önce Demre'yi araştırmıştım, gezilecek çok güzel bir kaç nokta bulmuştum tabi denizin dibi olması da cazibesi.
Çok heveslendim annemin evinde yarım kalan işleri halleder sonra keşfe çıkarım dedim. Ama böyle lanet bir yolculuk sonrası hevesim mevesim kalmadı...

 Yaza annem hep beraber tatili onlarda yapalım istiyor, ne kadar çok istesem de baştan belirttim "Özel araç ya da büyük otobüs bulmadığınız sürece beni oraya tekrar sürükleyemezsiniz!!".

Zamanım kısıtlı şehirler arası otobüse binip vakit kaybı yaşamayayım derken 3 gün 2 gecelik kaçamağın 17-18 saatini yollarda heba ettim...


Yolda minibüscük zırt pırt dururken bir kaç foti çekebildim (Foti çekmek de baya sakinleştirip rahatlatıyor beni) ve size 2 tanesini sunacağım ama ilk olarak turistlere yönelik olan bir fotiyi atacağım 😁






Gözlemeyi pancake olarak çevirmelerine bir şey demiyorum sonuçta birçok yerde bu şekil.
Amaaaaaaaa
Abicim köfteyi nasıl EATBALLS diye çevirdiniz? 
acaba başına M harfini eklemeyi mi unuttunuz bilemedim 😁
yine köfteye de tamam diyorum... FISCH ne ya??
FISCH ne?? benim bildiğim balık FISH olur o C harfi nereden çıktı? 😂
Ufak bir translate araştırması sonucunda FISCH Almanca balık anlamına geldiğini öğrendim, 
Eee o zaman niye geri kalan yazılar İngilizce de balık Almanca?? 
neyse FISCH'lere zaten alerjim var yemek isteyenler düşünsün 😂😂😂




FISCH'i den bir kare 😇





Yola çıkmadan önce tam da tesadüfen elime geçen bir kitabı okumayı bitirmiştim,
kitabın adı da MAVİ KAPI .
Hoş bi tesadüf oldu dedim kendimce  😊




Ah ah yine 2-3 foti çektim de kendimi gezdim saydım. 😊
Bu ulaşım araçları beni benden ediyor..  Şimdilik şehirler arası otobüslerde METRO berbat ve ötesi listesinin başını çekiyor, Hava yollarında ise, ONURAIR
Oyyşşş bellaaaa karaaa belaaaa 😂
Hele bir de İstanbul'da yaşayanlar bilir. Metrobüsümüz var oooffff diyorum hatta ve hatta Metrobüs değil de Busrar diyorum.... Malumunuz Winrar dosyası gibi sıkışıyoruz içerisinde. Bir de pis kokular yok mu? diyecek laf bulamıyorum.
Ayyyy neyse ben susayım artık konuştukça şikayet edecek başka ulaşım araçları geliyor aklıma duramıyorum 😂



Yorumlar

  1. Aso, seni ilgiyle takip ediyorum. Yazdıkların çok eğlenceli. Tek hatan yorumlara dönmüyorsun kızıyorum sana. Dert anasında Gülhan hanım dönüyor yorumlara senden hiç dönüş görmedik daha. :) Şimdi diyeceksin adını vermemişsin nasıl dönerim diye ama aslında beni tanıyorsunuz. İsmimi vermedim çünkü sana diyeceklerim var. Dikkatli olun blogçulara güvenmeyin. Size dost görünen canım cicim diye yorum yapanlar arkanızdan sizin bilmediğiniz gruplar açıp dedikodunuzu yapıyor. Bu samimi üslubun, kendini lady zanneden blogçu bozuntularına kapak olsun. Sevgiler, bir dost :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, Aso'nun şu anda internetle ilgili bir problemi var. Ama yorumunuzu görünce ben ilettim kendisine. Dönüş yapacak internet sorunu hallolduğunda. Bu bahsettiğiniz konuya gelince, biz zaten farkındayız bir şeylerin döndüğünü. Ama inanın umurumuzda değil. :)

      Sil
  2. Metro turizme diğer şirketler dolu olmasında dahi binmiyorum. Zaten skandalları ile ünlü bir firma Onur Air'i daha denemedim, denemeye de gerek yok sanırım :)

    YanıtlaSil
  3. Demek ki baligi Almanlar yiyor 😂😂😂. Yazik sana yaa turizm zaten zorda bir de bu eziyetlerle iyice berbat hale getirdiler.

    YanıtlaSil
  4. merhaba :) Sayfanızı yeni gördüm takipteyim. :)

    YanıtlaSil
  5. "Mavi kapı" kitabını okumadim ama resimdeki mavi kapı da güzelmiş ama...🙂

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, bloğunuzu çok beğendim özgün ve güzel içerikleriniz var. Bende yeni açtığım blog sayfası ile aranızdayım destek ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. okurken darlandım valla, ne zorlu bir yolculuk olmuş. baya baya sinir harbi. metro ile benimde kötü anılarım var ve yorumlarda denildiği gibi diğer firmalarda yer bulamadığımda bile artık metro asla aklıma gelmiyor

    YanıtlaSil
  8. Yanıtlar
    1. Tüm bloglarınızı gezdim yorum yapacak yeni yazı girmemişsiniz ama. :)

      Sil

Yorum Gönder