Hello arkadaşlar 👋
Bu blogdaki ilk yazı deneyimimle karşınızdayım ta ta taaaaaaaa 😁
Ee ne yazayım şimdi ben diye düşünürken aklıma biraz kendimden bahsetmek geldi. Ne de olsa Dertli Dostum da arka planda takılıyorum pek fazla tanımıyorsunuz beni.
Öncelikle neden arkada planda takıldığımı size ufaktan anlatayım...
Genellikle çevremdeki insanlar dertlerini sorunlarını bana anlatır ve fikir danışırlar çok da güzel dinlerim hani :) Ama gel gelelim derde deva bulmaya; heh işte yakın çevrem, sert üslubuma alışkındır. Fikir verirken ya da konuyu ele alıp evirip çevirirken, bana aktarılan bilgiler ışığındaki yorumlarımı, biraz sert dille yorumlarım. Sert dediğim de bodoslama dalmam tabi ama çoğu insanın duymak istediği tarzda yumuşak bir yaklaşım sunamıyorum çoğu zaman.
Örnek olarak bir arkadaşım biriyle görüşüyordu. Ve bu görüşmelerin adını "ilişki"; o kişi de benim "sevgilim" koymuştu. Ama konuyu ele aldığımızda aslında ortada ne ilişki ne de sevgili vardı. Hanım kızımız da, pek bir saf... Adamın haftada 1 kere onun çalıştığı şirkete geldiği günlerde, oradan eli boş çıkmamak adına hafta içerisinde "sevgilim" diye msj atmasından kaynaklanıyordu. Geri kalan günler, sadece kız mesaj atınca ya da arayınca, zoraki "hıı hıı haklısın tatlım" "doğru söylüyorsun" yada görüşelim dediğin de "işim var, şirkete geldiğim gün görüşürüz" ya da "hafta sonu annemler, teyzemler, amcamlar vs. hastaneye gidecek görüşemem" gibi cevaplarla karşılaşıyordu...
Şimdi ben bu hanım kızımıza 1 oldu yumuşak bir şekilde fikrimi beyan ettim. 2 oldu yine yumuşak, 3. kez olunca artık sert bir üslupla fikrimi söyledim. Ne kadar söylesem de beni çileden çıkartıp, negatif enerjisini bana aktarmasına izin versem de, kendi bildiğini okudu. Ama sonuç olarak benim dediğim acı gerçekler suratına bir bir çarptı... Yazık!
Şimdi ben bu hanım kızımıza 1 oldu yumuşak bir şekilde fikrimi beyan ettim. 2 oldu yine yumuşak, 3. kez olunca artık sert bir üslupla fikrimi söyledim. Ne kadar söylesem de beni çileden çıkartıp, negatif enerjisini bana aktarmasına izin versem de, kendi bildiğini okudu. Ama sonuç olarak benim dediğim acı gerçekler suratına bir bir çarptı... Yazık!
Bu kişiler, yine başta söylediğim gibi yakın çevrem, bu yüzden sert konuşmama aldırış etmiyorlar. Sonuçta kötü bir niyetle söylemediğimin farkındalar. Ama dertli dostum platformunda gelen sorular, dertler, yabancılardan geliyor. Ve "Onlara aynı sertlikle cevap vermem, daha çok incinmelerine yol açar" diyerekten arka planda takılıyorum, Gülocuma gelen konu hakkında fikrimi yine kendi üslubumla dile getiriyorum. O ise, kendi fikirleriyle harmanlayıp size ve dert sahibi arkadaşa çok güzel bir şekilde sunuyor sağ olsun :)
Hatta yorumlara da pek katılamıyorum yada daha doğrusu katılmamaya gayret ediyorum. Çömki 2 kere 2 ayrı arkadaşla bir fikir anlaşılmazlığına uğrayıp, sert tavrım yüzünden kırmış oldum. Hoş geri düzelttik durumu tabi :)
İşin diğer tarafı ise, cıvıl cıvıl bir kişiliğe sahibim. Gülmeyi, hatta gülmeyi geçelim ortalığı yıkarcasına kahkaha atmayı çok severim. Komşularım bile kahkaha attığımı duyduğu an, kapıya damlarlar, "Noldu kız? çok güzel gülüyordun. Ben de gelip güleyim dedim" diyerek.
Ciddili konuları severim ama fazla detaylı anlatımlara girince, çok çabuk sıkılırım. Bir de utandığım anlar olunca gülerim. Beni ciddiyete davet etmeden tekrar düşünün derim :)
Açık görüşlü olduğumu düşünüyorum ama KIRMIZI çizgilerim de vardır. Onlardan da şaşmam ve esneme payı da yoktur. O konularda, sakin dururken aniden sinirlenebilirim. Tabi o sinirim de 5 dk. sürer sonra yine gülücükler açar yüzümde.
Son olarak da bloglarda şuna çok takıldım arkadaşlar. Bir konu yazılıyor ve yorumlara baktığımda yazının sadece başından 1-2 satır ortasından 1-2 satır ve sonundan 1-2 satır okuyup, alakasız yorum yapılıyor. Alakasız derken, örneğin "ceza verdim" kelimelerini alıp "dövdün mü? yazık" gibi bir yorum yapılıyor, Hayır arkadaşım, ceza vermekle dövmek arasında dağlar kadar fark var... Bu yüzden lütfen ricaaaa ediyorum. Okurken sıkılsanız da bir kelimeyi yada cümleyi cımbızlıyorsanız bile, açıklamasını isteyin. Direk fikir yürütmeyin. Çömki "ceza verdim" kelimelerinin devamı bir cümle oluşturup, cezanın aslında odaya gönderdim yanımızda oturması bir müddet yasaklandı! olarak da açıklanmıştı :)
Kısa kısa anlatayım bir şeyler karalayayım, derken kişilik analizi yaptım ya helal bana :)
Okurken sizi sıktıysam affola. Kesinlikle amacım o değildi, Maalesef çenem çooook düşük. Yazmaya yada konuşmaya başlayınca, ne zaman durmam gerektiğini kaçırıyorum 😃
Ömrüm "bi sus" lafını duymakla geçti. Siz de yabancı sayılmazsınız çekinmeden siz de söyleyebilirsiniz :)
Şimdilik susayım diyorum artık. sağlıcakla kalın 😊
Gider ayak size Kurban'ın "Ben" adlı şarkısını da şuraya bırakayım 😁
Gider ayak size Kurban'ın "Ben" adlı şarkısını da şuraya bırakayım 😁
Asocum ne güzel anlatmışsın kendini
YanıtlaSilÇok konuşan biri olarak bende çok duyarım o susssssss kelimesini ama sözlü değilde bakışlardan takar mıyım ben peki bu sussssları tabi ki hayır 🙈
Yeniden hayırlı olsun bloğun bol tıklanmalı bloglar
ooo o bakışları annem bana çok atar sus diye tabi çocukken o bakışı görünce mum gibi olurdum şimdi hiç tınlamıyorum :))))
Silsöyleyecek neyim varsa söylüyorum :)))
benzer yönlerimiz çok var bence bu yüzden bu kadar sevdik birbirimizi :) kocamannn gallppp
çok teşekkür ederim balım :)
Sevgili adaşım, blog diyarına bir kez daha hoş geldiniz. Hayırlı uğurlu olsun. Merakla yazılarınızı bekliyorum. Shoepera'ya da buyurun; sohbete, çaya, kahveye her türlü beklerim icabında:) Tıklar, izlemeler, aboneler, okurlar hepsinden bol bol diliyorum size. Sevgilerimle
YanıtlaSilooo benim bi tanecik adaşım gelmişşş :) hoş buldum canımcım sende hoş geldin :)
Silçaya kahveye geleceğim :) kaç oldu senin siteni ziyaret ediyorum aslında ama yazılarını okuyup gezerken yorum yapmayı unutuyorum ama dikkat edeceğim bundan sonra :) kucak dolusu galllpler :)
hayırlı olsun . ne güzel de anlatmışsınız kendinizi sevgiler :))
YanıtlaSilçok teşekkür ederim ahu hanım :)
Silanlatabildiysem kendimi ne mutlu bana :)
çok tereddüt ettim yazarken aslında anlaşılmam belki diye yada yanlış anlaşılırım diye :)
Hayırlı olsun yeni blogunuz sizin gibi dobra konuşan ve kendini bu kadar güzel anlatan birini aramızda görmek büyük bir mutluluk :))
YanıtlaSilçok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)
Silhayırlı olsun tekrar dan aslı hanım kolay gelsin.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Engin bey :)
Silrica ederim
SilHayırlı olsun bloglar arasına yeniden hoşgeldiniz
YanıtlaSilTekrar hoş buldum efenim :)
SilNe tatlisin yaa. Ben 48yasimla artik cogunuzun ablasi yasindayim. Hayatta bircok insan tanidim yemedigim kazik kalmadi. Hep de asil takilan sinsilerden. O yüzden dobra insani sinsi insana tercih ederim. Herkese comak sokup lady di havalarinda gezenlere sinir olurum. Yeni bloglari destekliyorum. Herkes sansini dener, bu isi gercekten seviyorsa devam eder ya da etmez bu blog sahibinin verecegi karardir. Okumak veya okumamak gibi bir özgürlük var . Basarilar dilerim canim ikinize de.
YanıtlaSilSiz de çok tatlısınız derya hanımcımmmm :)
SilBen kraliyet ailesine mensup değilim ki saraydan çıkmış gibi tavır takınayım niye kasayım kendimi ? neysem o'yum :)
Evet haklısınız! Genellikle o sinsilikler nedense hep lady havasında gezen Hayriye ablaların başının altından çıkar :)
Hep merak etmişimdir ismi Hayriye olup da nasıl prenses Diana gibi havaya bürnür :))))
Kesinlikle size katılıyorum herkes ilgisini çeken her dalda bir şeyler denemeli oluyorsa seviyorsa ve devam ediyorsa ne mutlu ona ama olmuyorsa da olmuyor kendi hallerinde bırakılmalı :) Destek olabiliyorsak da ne mutlu bize :)
Hasetliğe fesatlığa ne gerek var anlamıyorum...
Hayatımızın her alanında karşılaştığımız bir durum bu çekememezlik o yüzden heyecanlanmıyorum.
Yoluma taş koyanı yolun bir başka dönüm noktasında hep bekliyor oluyorum :))) o yüzden sinirlenmiyorum aşinayım o tarz insanlara :)
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim umarım hep beraber çiçek açar büyürüz :)
Merhaba,
YanıtlaSilHoş geldiniz başarılar dilerim .
çok teşekkür ederim :)
Sil